10 Haziran 2010 Perşembe
Atölye, "Sustainable Urban Regeneration - Kağıthane"
31 Mayıs 2010 tarihinde Pratt Institute (NY) Urban Planning master programı öğrencileri ile Sustainable Urban Regeneration (Kağıthane) atölyesi kapsamında
Taşkışla'ya gelmişlerdir. 31 Mayıs tarihinde İstanbul ve New York ile ilgili sunuşların ardından yapılan atölye çalışmalarının sonuçları 10 Haziran 2010 tarihinde sunulmuştur.
9 Haziran 2010 Çarşamba
Yarışma, "Eko-Kent Tasarım Ulusal Proje Fikir Yarışması"nda Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğrencilerine ödül
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından lisans ve lisansüstü öğrencilerine yönelik düzenlenen "Eko-Kent Tasarım Ulusal Proje Fikir Yarışması" 31.05.2010 tarihinde yapılan jüri toplantısı ile sonuçlanmıştır.
Yarışma ile doğa ile kent ilişkisini belirleyen, kaynaklar-kullanım-koruma dengesini sağlayarak, kentlerimizin planlanması, tasarımı ve yapılanmasına yönelen disiplinlerde eğitim gören öğrencilerin ekoloji ile barışık kentler planlayabilmelerini teşvik etmek amaçlanmıştır.
Lisans kategorisi sonuçlarına göre Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğrencilerinden Beyza ŞEN'in içinde bulunduğu grup (Duygu ERGİN, Eda Irmak TÜREYYEN) Birincilik Ödülü, Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğrencilerinden Alican İNAL'ın içinde bulunduğu grup (İdil YÜCEL SEREN, Damla TURAN, Erhan KEÇEBAŞOĞLU) İkincilik Ödülü almaya hak kazanmışlardır.
Lisansüstü kategorisi sonuçlarına göre ise Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü lisansüstü programları öğrencilerinden Elvin ÖZDEMİR'in içinde bulunduğu grup (Onurcan ÇAKIR, Esra CAN, Deniz TAVLI) Birincilik Ödülü almaya hak kazanmışlardır.
Öğrencilerimizi bu başarılarından dolayı kutluyoruz.
Yarışma ile doğa ile kent ilişkisini belirleyen, kaynaklar-kullanım-koruma dengesini sağlayarak, kentlerimizin planlanması, tasarımı ve yapılanmasına yönelen disiplinlerde eğitim gören öğrencilerin ekoloji ile barışık kentler planlayabilmelerini teşvik etmek amaçlanmıştır.
Lisans kategorisi sonuçlarına göre Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğrencilerinden Beyza ŞEN'in içinde bulunduğu grup (Duygu ERGİN, Eda Irmak TÜREYYEN) Birincilik Ödülü, Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğrencilerinden Alican İNAL'ın içinde bulunduğu grup (İdil YÜCEL SEREN, Damla TURAN, Erhan KEÇEBAŞOĞLU) İkincilik Ödülü almaya hak kazanmışlardır.
Lisansüstü kategorisi sonuçlarına göre ise Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü lisansüstü programları öğrencilerinden Elvin ÖZDEMİR'in içinde bulunduğu grup (Onurcan ÇAKIR, Esra CAN, Deniz TAVLI) Birincilik Ödülü almaya hak kazanmışlardır.
Öğrencilerimizi bu başarılarından dolayı kutluyoruz.
Yarışma, "Kadın Dostu Mekanlar Kentsel Tasarım Öğrenci Yarışması"nda Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğrencisi Caner Doğançayır'a ödül
Birleşmiş Milletler Kadın ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı çerçevesinde 2010 yılı için düzenlenen "Kadın Dostu Mekanlar Kentsel Tasarım Öğrenci Yarışması"nda Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü öğrencilerinden Caner Doğançayır'ın içinde bulunduğu grup Üçüncülük Ödülü kazanmıştır.
"Kadın Dostu Mekanlar Kentsel Tasarım Öğrenci Yarışması ile, başta kadınlar olmak üzere tüm dezavantajlı gruplara özgü ihtiyaçların ve beklentilerin karşılanabileceği, onların yaşamlarını kolaylaştıracak, kentsel yaşama etkin katılımlarını sağlayacak örnek kamusal mekanların yaratılması amaçlanmıştır. Bu Yarışmanın ilki kadar önemli bir diğer amacı, mimarlık, şehir ve bölge planlama, peyzaj mimarlığı ve kentsel tasarım eğitimi almakta olan lisans öğrencilerinin yaratıcı fikirlerini ortaya koymalarına ve konunun gençler tarafından tartışılmasına zemin oluşturmaktır." (Tunga Tüzer)
1.Ödül: Ayşe TATLI (ODTÜ - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü) ve Murat TAŞ (ODTÜ - Mimarlık Bölümü)
Proje Hakkında: Keçiören ve Mamak'ta yaşayan kadınların çoğu; sosyal hayata tutunmaya çalışmaktadır; eğitim görmeye ve bir işte çalışmaya gereksinim duymaktadır. Kadınların; kentte, yaşadığı mahallede, sokakta kendini ait hissedebileceği; ailesi, arkadaşları ya da kendi başına güvenli bir şekilde kaliteli vakit geçirebileceği ; ihtiyaçlarını karşılayabileceği, kendini rahat ifade edebileceği mekanlar tasarlamak bu projenin amacıdır. Mutlu ve güçlü bir kadın için hem ekonomik hem de sosyal faydanın sağlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda eğitim, sağlık, ticaret ve sosyo-kültürel hizmet alanları tasarlanmıştır ; evsiz kadınlar için sığınma evi de düzenlenmiştir.
2.Ödül: Alp Tekin ÇETİN'e (Çukurova Üniversitesi - Mimarlık Bölümü)
Proje Hakkında: Kadın ve dezavantajlı grupların haklarına duyarlı toplumsal bir bilincin oluşturulup, halkın etkin katılımı ile sürekliliğinin sağlanması; fiziksel olarak fonksiyonelliğin oluşturulması amaçlanmaktadır. Günde bir kez bile olsa, kentliye kadın haklarını hatırlatabilmek amacı ile sosyal bağlayıcı program önerilmiştir: Tanıtım kutusu; kadın dostu mekânlardaki faaliyetler hakkında bilgi sunar. Mobil mekan; sürdürülebilirliği sağlamak için konteynır çözümlemesi ile siluette kalıcı olmayıp nötr bir yaklaşımla fonksiyonlarını gerçekleştirir. Kentsel boyalar; renkli donatılar, korkuluklar, kaldırım taşlarının, ve benzeri alanların bir bölümünün projeye destek amacıyla kırmızı renkte boyanmasını kapsar. Kırmızı rengin etkiyi güçlendirebileceği düşünülmüştür.
3.Ödül: Ekin BOZKURT (MSGÜ - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü), Caner DOĞANÇAYIR (İTÜ - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü), İrem ANIK (MSGÜ - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü) ve Tuba KOLAT'a (MSGÜ - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü)
Proje Hakkında: Projede, kadınların kentin bir parçası olduğunu, kamusal alanları aktif olarak kullanabileceğini, kendini ifade ve temsil edebileceğinin farkına varılmasını sağlamak amaçlandı. İstanbul Esatpaşa'da yaşayan kadınlar ile görüşülerek, sorunları ve beklentileri tespit edildi. Kentin monoton düzenlerine, farklı kullanıcıları göz ardı eden bölünmüşlüğüne karşı bir duruş olarak; dinamik, kurgusal, işlevsel, birbiriyle çapraz geçişlerle ilişkilendirilmiş bir sistem önerildi. Sosyal boyutta - görünmeyen emeğin iş gücüne katılımı, bilgilendirme ve dayanışma merkezi, ve benzeri konular; fiziksel boyutta - altyapı eksiklikleri, kentsel donatıların yetersizliği ve güvenlik konularında da çözümler üretildi.
Üçüncülük ödülü kazanan proje:
Caner'i bu başarısından dolayı kutluyoruz.
Seminer, "Looking for Spatial Effects: Some Examples on Economic Geography of Poland"
ERASMUS Öğretim Elemanı Değişim Programı kapsamında Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü'nü ziyaret eden Polonya’nın Poznan - Adam Mickiewicz Üniversitesi Sosyo-Ekonomik Coğrafya ve Mekansal Yönetim Enstitüsü’nden Dr. Tomasz Kossowski, 27 Mayıs 2010 tarihinde "Looking for Spatial Effects: Some Examples on Economic Geography of Poland" konulu bir seminer vermiştir.
Taşkışla Günü
İTÜ gelenekleri ve sürekliliği içinde Taşkışla'nın eğitim kültür binası işleviyle korunmasına katkıda bulunmak amacıyla 1990 yılında kurulmuş olan Taşkışla Eğitim ve Kültür Derneği Taşkışla'da öğrenim görmüş bütün İstanbul Teknik Üniversitelileri biraraya getirmek için her yıl Mayıs'ın 4. Cumartesi'ne denk gelecek şekilde “Taşkışla Günü” düzenlemektedir. Geleneksel Taşkışla Günü, bu yıl 29 Mayıs Cumartesi günü gerçekleştirilmiştir. Taşkışla Günü tanıtım için bknz.
Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Doktora Seminerleri
Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Doktora Seminerleri bu yıl 13 Mayıs - 3 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir.
Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Doktora Seminerleri
13 Mayıs 2010 Mete Başar Baypınar
EKONOMİK KÜRESELLEŞME VE TÜRKİYE DE BÖLGESEL EŞİTSİZLİKLER: ÜRETKENLİK ARTIŞI VE YAKINSAMA ÜZERİNE MEKANSAL BİR ANALİZ
ECONOMIC GLOBALIZATION REGIONAL INEQUALITIES IN TURKEY: A SPATIAL ANALYSIS ON PRODUCTIVITY GROWTH AND CONVERGENCE
Mete Başar BAYPINAR, Ocak 2010
Danışman: Prof.Dr. Gülden ERKUT
Özet: Bu çalışma, ekonomik küreselleşme ve 1990‐2000 döneminde Türkiye’de kişibaşına üretkenlik oranlarındaki bölgesel eşitsizlikler üzerinedir. Küreselleşmeye ilişkin tartışmalarda ekonomik eylemlerin yığılmakta olduğu küresel kentler ve yakın çevrelerindeki bölgelerin oluşturduğu ulus‐ötesi bir sistemin ortaya çıkışına değinilmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde de metropoliten bölgeler bu sistemin parçası olmaktadır. Bu olgunun ülke‐içi bölgesel eşitsizliklerde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Neo‐klasik büyüme teorisi mutlak yakınsama ve uzun vadede bölgesel eşitsizliklerin azalmasını öngörürken, neo‐klasik sonrası teoriler bölelerarası eşitsizliklerin içsel teknolojik gelişme ve komşu bölgelere mekansal taşma etkileri nedeniyle azalmayabileceğine işaret etmektedir. Ampirik çalışmalar ayrıca doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik eylemlerin yığılmasındaki rolüne işaret etmektedir. Dahası, bu yatırımların bölgesel üretkenlik düzeylerine etkisi bulunabilir. Bu çalışma, Türkiye’de istihdam artışının metropolitan şehirler ve çevresinde kümelendiğini ve hızlı nüfus artışı ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Ancak hızlı nüfus artışı işçi başına düşen üretkenliği azaltmaktadır. Başlangıçta daha fakir olan, ancak daha üretken bölgelere yakın konumdaki bölgelerde üretkenlik daha hızlı artmıştır. Girişimcilik ve beşeri sermayede ortalamanın üzerinde artış üretkenlik artışını olumlu etkilemektedir. Yakın bölgede büyük yabancı sermayeli şirketler bulunmasının üretkenlik üzerinde hafif etkisi olduğu da gözlenmiştir. Koşullu beta yakınsaması bulunmakla beraber, Türkiye’nin doğu ve batı kısımları arasındaki üretkenlik farklılıklarının uzun süre kalıcı olacağı beklenmektedir.
18 Mayıs 2010 Süleyman Balyemez
KENTSEL MEKÂNIN, DEPREM RİSKLERİNİN AZALTILMASINA YÖNELİK YENİDEN ORGANİZASYONU VE BİR TOPLUMSAL KATILIM SÜRECİ
REORGANIZATION OF URBAN SPACE IN ORDER TO MITIGATE EARTHQUAKE RISKS, AND A PROCESS FOR SOCIAL PARTICIPATION
Süleyman BALYEMEZ, Şubat 2010
Danışman: Prof. Dr. Lale BERKÖZ
Özet: Toplumun öznesi olduğu konularda toplumsal katılımın sağlanması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Öznenin tasfiye edildiği süreçlerin başarısızlığı ve yol açtığı sorunlar örnekleriyle gündemde yer tutmaktadır. Öte yandan, toplumsal katılımın sağlanmasına yönelik yerleşik bir kültürden söz etmenin mümkün olmadığı yönetim anlayışında, bunun araçlarına dair de engin bir ufuk oluşamamaktadır. Araştırma kapsamında, deprem riski yüksek bir bölgede, yöre sakinlerinin olası risk azaltma politika ve eylemleri karşısındaki tutumları analiz edilmiştir. Toplumsal barış ve adalet temelinde, toplumu oluşturan farklı katmanların gerek kendi aralarında, gerekse kamu yönetimi ile uzlaşmalarının koşulları irdelenmiştir. Elde edilen bulgular, toplumun güvenli bir çevrede yaşamak için işbirliğine açık ve hevesli olduğunu, ancak kamu yönetimine duyulan güvensizliğin böyle bir işbirliğinin önünde engel teşkil edebilecek boyutlarda olduğunu göstermektedir. Buna rağmen, belli taleplerin sağlanması halinde güçlü bir uzlaşma zemininin var olduğu görülmektedir. Deprem risklerinin azaltılması ve kentsel yenileme/yenileştirme gibi iki karmaşık ve çok bileşenli sürecin bileşkesinden oluşan böyle bir eylemler dizgesinin hayata geçirilmesi, yönetim tarafında politik kararlılık ve kapasite yeterliliği, toplum tarafında ise işbirliği ve bilinçli olmayı öncelikle gerektirmektedir. Bu çerçevede, siyasilerin yaklaşımlarını belirlemeye yönelen bir araştırma daha gerçekleştirilmiştir. Her iki çalışma da içerik, kapsam ve yöntemleri ile risk azaltma, kentsel yenileme ve toplumsal katılım konularında literatüre yeni katkılar sağlamaktadır. Saha çalışmalarının kurgulanmasından başlayarak, uygulanması, değerlendirilmesi ve ilişkilendirmelerin yapılarak sonuçlandırılması aşamalarında başvurulan yöntemlerle bütünsel bir sürecin işleyişini ortaya koyan yaklaşım, bu bağlamda literatürde bir ilki temsil etmektedir. Özetle, bu çalışma, deprem riski yüksek bir bölgede, kentsel mekânın deprem risklerinin azaltılmasına yönelik yeniden organizasyonunda nitelikli toplumsal katılımın sağlanabilmesi için, saha araştırmaları ile denenen ve desteklenen yeni bir yöntem sunmaktadır.
20 Mayıs 2010 Aliye Ahu Akgün
RURAL AREAS AS PROMISING HOT SPOTS: SUSTAINABLE RURAL DEVELOPMENT SCENARIOS
UMUT VEREN ÇEKİM NOKTALARI OLARAK KIRSAL ALANLAR: SÜRDÜRÜLEBİLİR KIRSAL GELİŞME SENARYOLARI
Aliye Ahu GÜLÜMSER AKGÜN, Kasım 2009
Danışman: Doç. Dr. Tüzin BAYCAN LEVENT
Özet: Bu çalışma, “Kırsal alanlar sürdürülebilirlik ve sürekliliklerini devam ettirirken aynı zamanda çekim noktaları olabilirler mi?” sorusuna cevap vermeye çalışmaktadır. Bu soruya cevap verebilmek üzere çalışma ekonomik çeşitlilik sağlama yönünde kırsal alanlardaki olanakları irdelemeyi ve sürdürülebilir kırsal gelişme
senaryoları geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla ve çağdaş bir sürdürülebilir kırsal gelişme yaklaşımı kapsamında çalışma, sürdürülebilir kırsal gelişme tartışmaları ile kırsal alanlarda yakın geçmişte meydana gelmiş değişimlerin yarattığı karmaşık durumu aydınlatmak üzere çoklu yöntem çözümleme tekniklerini
uygulamaktadır. Çalışmada kullanılan veri ve bilgiler Türkiye İstatistik Kurumu, Avrupa Toplulukları İstatistik Ofisi, Dünya Bankası, ve Gıda ve Tarım Örgütü veri bankaları gibi farklı kaynaklara ve Türkiye ile Avrupa’daki kırsal yerleşimlerde yapılan saha araştırmalarına dayanmaktadır. Çalışmanın sonuçları, Avrupa ile Türkiye
arasındaki farklılıkların yanı sıra Avrupa’da aynı coğrafyadaki kırsal yerleşmeler arasındaki farklılıkları ve çok çeşitliliğini ortaya koymaktadır. Sonuçlar, sosyal çevrenin ve yerelliğin kırsal çevrede ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca ortaya konan kırsal çekim noktası senaryolarının sonuçları da, kırsal yerleşme sakinlerinin yenilikçi bir gelecek için katılımcı olma ve süreçte etkin bir rol almayı istediklerini ancak uygulamada sorun yaşandığını göstermektedir. Bu durum, gelecekteki araştırma gündemini, bu senoryaların nasıl gerçekleştirilebileceği ve işlevselleştirilebileceği olarak ortaya koymaktadır.
31 Mayıs 2010 Serdar Kaya
A QUANTITATIVE METHOD SUGGESTION FOR THE ANALYSIS OF THE DYNAMIC STRUCTURE OF URBAN PATTERN
KENTSEL DOKUNUN DİNAMİK YAPISININ ANALİZİNE YÖNELİK SAYISAL YÖNTEM ÖNERİSİ
Hasan Serdar KAYA, Nisan 2010
Danışman: Prof. Dr. Fulin BÖLEN
Özet: Kentsel doku zaman içinde değişen koşullara göre değişen dinamik bir yapıya sahiptir. Her yerleşmenin bu değişim süreciyle oluşan kendine özgü morfolojisi ve doku karakteri olması, dokunun biçimsel özelliklerinden bağımsız olan birtakım ilkelerin sistemin işleyiş ve düzeninde etkili olduğunu göstermektedir. Değişim sürecinde doku karakterine yabancı müdahaleler dokunun kendine özgü karakterini bozar. Bu tür, geleneksel yöntemlerle ölçülmesi zor olan doku karakterinin ve dokuya müdahale etkilerinin incelenmesi, mekânsal organizasyonun işleyişini anlamaya katkıda bulunurken, biçim yerine dokunun mekânsal organizasyonunu değerlendirme yaklaşımı ile farklı dokulara sahip yerleşmelerin karşılaştırılmasına da olanak tanımaktadır.Bu çalışmada kentsel dokunun zaman içindeki değişim süreci farklı matematiksel analiz yöntemleri ile incelenmiştir. Değişimi incelemek üzere kullanılan parametreler temel olarak, biçimsel, yaya kullanımı‐algı, mekansal ilişki ve değişim özellikleri olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır. Farklı dokuların değişimi ile ölçüm sonuçları karşılaştırıldığında, kentsel dokudaki planlı ve kendiliğinden gelişim şeklindeki iki farklı değişim türünün, dokunun yapısını farklı şekilde etkilediği belirlenmiştir. Büyük ölçekli mekansal değişimler daha kısa sürede değerlerin daha fazla değişmesine yol açmaktadır. Dokuda belirgin değişim olan
dönemlerde fraktal boyutun da önemli ölçüde farklılaşması, doku özellikleri ile fraktal boyut arasındaki ilişkiyi yansıtmaktadır. Diğer yandan, İstanbul’da seçilmiş olan üç örneklem alanının fraktal boyut değerlerinin dünyadaki diğer örneklerden daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu durum birçok farklı kültür ve zengin doğal çevrenin etkisi ile evrimleşen dokunun daha yüksek bir karmaşıklık düzeyine sahip olduğunu göstermektedir. Kentsel dokunun çoklu fraktal bir yapıya sahip olduğu ve fraktal boyutun kendiliğinden gelişim sürecinde artarak 1,7‐18 değerlerine yakınsadığı görülmektedir.
3 Haziran 2010 Ayşenur Albayrak
BÖLGESEL REKABET GÜCÜ VE YENİLİKÇİLİK: İSTANBUL VE DOĞU MARMARA BÖLGESİ / OTOMOTİV SEKTÖRÜ
REGIONAL COMPETITIVENESS AND INNOVATIVENESS: ISTANBUL AND EASTERN MARMARA REGION / AUTOMOTIV INDUSTRY
Ayşe Nur ALBAYRAK, Aralık 2009
Danışman: Prof. Dr. Gülden ERKUT
Özet: Bu çalışma iki ana amaca yönelik olarak kurgulanmıştır. Öncelikli amaç Türkiye’deki bölgelerin rekabet gücünün kaynağını açıklayan bir bölgesel rekabet gücü endeksinin geliştirilmesi ve mevcut Düzey 2 bölgelerinin bu endekse göre değerlendirilmesidir. Bu amaca yönelik olarak rekabet gücü faktörleri belirlenmiş ve rekabet gücü endeksini oluşturan beş alt‐endeks tanımlanmıştır. Bu alt‐endeksler yenilikçi ekonomik çevre, nitelikli işgücü, sanayi, ekonomik aktiflik ve turizm‐ticaret olarak sıralanmaktadır. Bu aşamada Temel Bileşen Analizi ve hiyerarşik kümeleme analizinden yararlanılmış ve sonuçlar Arc‐GIS programı ile mekânsal olarak ifade edilmiştir. Tez bir alan çalışmasıyla tamamlanmıştır. Alan çalışmasının amacı İstanbul ve Doğu Marmara Bölgesinde kümelenen otomotiv sektörünün rekabet gücü üzerinde etkili olan faktörlerin ve yenilikçilik‐rekabet gücü ilişkisinin açıklanmasıdır. Yenilikçilik ve rekabet gücü ilişkisini açıklamak için otomotiv firmalarında yapılan anketlerden yararlanılmıştır. Firma rekabet stratejileri ve yakınlık başlıkları adı altında belirlenen rekabet gücü faktörleri temel bileşen analizi ile belirlenmiş, yenilikçilik ve rekabet gücü arasındaki ilişki regresyon analizi ile tanımlanmıştır. Analiz sonuçları yenilikçiliğin rekabet gücünü pozitif etkilediğini göstermektedir. Araştırma sonuçları daha etkili kentsel ve bölgesel stratejilerin geliştirilebilmesi için rekabet gücünün kaynaklarının tanımlanmasına ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Çünkü her kent ve bölge rekabet gücü performansını etkileyen özgün unsurlara sahiptir.
Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Doktora Seminerleri
13 Mayıs 2010 Mete Başar Baypınar
EKONOMİK KÜRESELLEŞME VE TÜRKİYE DE BÖLGESEL EŞİTSİZLİKLER: ÜRETKENLİK ARTIŞI VE YAKINSAMA ÜZERİNE MEKANSAL BİR ANALİZ
ECONOMIC GLOBALIZATION REGIONAL INEQUALITIES IN TURKEY: A SPATIAL ANALYSIS ON PRODUCTIVITY GROWTH AND CONVERGENCE
Mete Başar BAYPINAR, Ocak 2010
Danışman: Prof.Dr. Gülden ERKUT
Özet: Bu çalışma, ekonomik küreselleşme ve 1990‐2000 döneminde Türkiye’de kişibaşına üretkenlik oranlarındaki bölgesel eşitsizlikler üzerinedir. Küreselleşmeye ilişkin tartışmalarda ekonomik eylemlerin yığılmakta olduğu küresel kentler ve yakın çevrelerindeki bölgelerin oluşturduğu ulus‐ötesi bir sistemin ortaya çıkışına değinilmektedir. Türkiye gibi gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde de metropoliten bölgeler bu sistemin parçası olmaktadır. Bu olgunun ülke‐içi bölgesel eşitsizliklerde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Neo‐klasik büyüme teorisi mutlak yakınsama ve uzun vadede bölgesel eşitsizliklerin azalmasını öngörürken, neo‐klasik sonrası teoriler bölelerarası eşitsizliklerin içsel teknolojik gelişme ve komşu bölgelere mekansal taşma etkileri nedeniyle azalmayabileceğine işaret etmektedir. Ampirik çalışmalar ayrıca doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ekonomik eylemlerin yığılmasındaki rolüne işaret etmektedir. Dahası, bu yatırımların bölgesel üretkenlik düzeylerine etkisi bulunabilir. Bu çalışma, Türkiye’de istihdam artışının metropolitan şehirler ve çevresinde kümelendiğini ve hızlı nüfus artışı ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Ancak hızlı nüfus artışı işçi başına düşen üretkenliği azaltmaktadır. Başlangıçta daha fakir olan, ancak daha üretken bölgelere yakın konumdaki bölgelerde üretkenlik daha hızlı artmıştır. Girişimcilik ve beşeri sermayede ortalamanın üzerinde artış üretkenlik artışını olumlu etkilemektedir. Yakın bölgede büyük yabancı sermayeli şirketler bulunmasının üretkenlik üzerinde hafif etkisi olduğu da gözlenmiştir. Koşullu beta yakınsaması bulunmakla beraber, Türkiye’nin doğu ve batı kısımları arasındaki üretkenlik farklılıklarının uzun süre kalıcı olacağı beklenmektedir.
18 Mayıs 2010 Süleyman Balyemez
KENTSEL MEKÂNIN, DEPREM RİSKLERİNİN AZALTILMASINA YÖNELİK YENİDEN ORGANİZASYONU VE BİR TOPLUMSAL KATILIM SÜRECİ
REORGANIZATION OF URBAN SPACE IN ORDER TO MITIGATE EARTHQUAKE RISKS, AND A PROCESS FOR SOCIAL PARTICIPATION
Süleyman BALYEMEZ, Şubat 2010
Danışman: Prof. Dr. Lale BERKÖZ
Özet: Toplumun öznesi olduğu konularda toplumsal katılımın sağlanması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Öznenin tasfiye edildiği süreçlerin başarısızlığı ve yol açtığı sorunlar örnekleriyle gündemde yer tutmaktadır. Öte yandan, toplumsal katılımın sağlanmasına yönelik yerleşik bir kültürden söz etmenin mümkün olmadığı yönetim anlayışında, bunun araçlarına dair de engin bir ufuk oluşamamaktadır. Araştırma kapsamında, deprem riski yüksek bir bölgede, yöre sakinlerinin olası risk azaltma politika ve eylemleri karşısındaki tutumları analiz edilmiştir. Toplumsal barış ve adalet temelinde, toplumu oluşturan farklı katmanların gerek kendi aralarında, gerekse kamu yönetimi ile uzlaşmalarının koşulları irdelenmiştir. Elde edilen bulgular, toplumun güvenli bir çevrede yaşamak için işbirliğine açık ve hevesli olduğunu, ancak kamu yönetimine duyulan güvensizliğin böyle bir işbirliğinin önünde engel teşkil edebilecek boyutlarda olduğunu göstermektedir. Buna rağmen, belli taleplerin sağlanması halinde güçlü bir uzlaşma zemininin var olduğu görülmektedir. Deprem risklerinin azaltılması ve kentsel yenileme/yenileştirme gibi iki karmaşık ve çok bileşenli sürecin bileşkesinden oluşan böyle bir eylemler dizgesinin hayata geçirilmesi, yönetim tarafında politik kararlılık ve kapasite yeterliliği, toplum tarafında ise işbirliği ve bilinçli olmayı öncelikle gerektirmektedir. Bu çerçevede, siyasilerin yaklaşımlarını belirlemeye yönelen bir araştırma daha gerçekleştirilmiştir. Her iki çalışma da içerik, kapsam ve yöntemleri ile risk azaltma, kentsel yenileme ve toplumsal katılım konularında literatüre yeni katkılar sağlamaktadır. Saha çalışmalarının kurgulanmasından başlayarak, uygulanması, değerlendirilmesi ve ilişkilendirmelerin yapılarak sonuçlandırılması aşamalarında başvurulan yöntemlerle bütünsel bir sürecin işleyişini ortaya koyan yaklaşım, bu bağlamda literatürde bir ilki temsil etmektedir. Özetle, bu çalışma, deprem riski yüksek bir bölgede, kentsel mekânın deprem risklerinin azaltılmasına yönelik yeniden organizasyonunda nitelikli toplumsal katılımın sağlanabilmesi için, saha araştırmaları ile denenen ve desteklenen yeni bir yöntem sunmaktadır.
20 Mayıs 2010 Aliye Ahu Akgün
RURAL AREAS AS PROMISING HOT SPOTS: SUSTAINABLE RURAL DEVELOPMENT SCENARIOS
UMUT VEREN ÇEKİM NOKTALARI OLARAK KIRSAL ALANLAR: SÜRDÜRÜLEBİLİR KIRSAL GELİŞME SENARYOLARI
Aliye Ahu GÜLÜMSER AKGÜN, Kasım 2009
Danışman: Doç. Dr. Tüzin BAYCAN LEVENT
Özet: Bu çalışma, “Kırsal alanlar sürdürülebilirlik ve sürekliliklerini devam ettirirken aynı zamanda çekim noktaları olabilirler mi?” sorusuna cevap vermeye çalışmaktadır. Bu soruya cevap verebilmek üzere çalışma ekonomik çeşitlilik sağlama yönünde kırsal alanlardaki olanakları irdelemeyi ve sürdürülebilir kırsal gelişme
senaryoları geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçla ve çağdaş bir sürdürülebilir kırsal gelişme yaklaşımı kapsamında çalışma, sürdürülebilir kırsal gelişme tartışmaları ile kırsal alanlarda yakın geçmişte meydana gelmiş değişimlerin yarattığı karmaşık durumu aydınlatmak üzere çoklu yöntem çözümleme tekniklerini
uygulamaktadır. Çalışmada kullanılan veri ve bilgiler Türkiye İstatistik Kurumu, Avrupa Toplulukları İstatistik Ofisi, Dünya Bankası, ve Gıda ve Tarım Örgütü veri bankaları gibi farklı kaynaklara ve Türkiye ile Avrupa’daki kırsal yerleşimlerde yapılan saha araştırmalarına dayanmaktadır. Çalışmanın sonuçları, Avrupa ile Türkiye
arasındaki farklılıkların yanı sıra Avrupa’da aynı coğrafyadaki kırsal yerleşmeler arasındaki farklılıkları ve çok çeşitliliğini ortaya koymaktadır. Sonuçlar, sosyal çevrenin ve yerelliğin kırsal çevrede ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca ortaya konan kırsal çekim noktası senaryolarının sonuçları da, kırsal yerleşme sakinlerinin yenilikçi bir gelecek için katılımcı olma ve süreçte etkin bir rol almayı istediklerini ancak uygulamada sorun yaşandığını göstermektedir. Bu durum, gelecekteki araştırma gündemini, bu senoryaların nasıl gerçekleştirilebileceği ve işlevselleştirilebileceği olarak ortaya koymaktadır.
31 Mayıs 2010 Serdar Kaya
A QUANTITATIVE METHOD SUGGESTION FOR THE ANALYSIS OF THE DYNAMIC STRUCTURE OF URBAN PATTERN
KENTSEL DOKUNUN DİNAMİK YAPISININ ANALİZİNE YÖNELİK SAYISAL YÖNTEM ÖNERİSİ
Hasan Serdar KAYA, Nisan 2010
Danışman: Prof. Dr. Fulin BÖLEN
Özet: Kentsel doku zaman içinde değişen koşullara göre değişen dinamik bir yapıya sahiptir. Her yerleşmenin bu değişim süreciyle oluşan kendine özgü morfolojisi ve doku karakteri olması, dokunun biçimsel özelliklerinden bağımsız olan birtakım ilkelerin sistemin işleyiş ve düzeninde etkili olduğunu göstermektedir. Değişim sürecinde doku karakterine yabancı müdahaleler dokunun kendine özgü karakterini bozar. Bu tür, geleneksel yöntemlerle ölçülmesi zor olan doku karakterinin ve dokuya müdahale etkilerinin incelenmesi, mekânsal organizasyonun işleyişini anlamaya katkıda bulunurken, biçim yerine dokunun mekânsal organizasyonunu değerlendirme yaklaşımı ile farklı dokulara sahip yerleşmelerin karşılaştırılmasına da olanak tanımaktadır.Bu çalışmada kentsel dokunun zaman içindeki değişim süreci farklı matematiksel analiz yöntemleri ile incelenmiştir. Değişimi incelemek üzere kullanılan parametreler temel olarak, biçimsel, yaya kullanımı‐algı, mekansal ilişki ve değişim özellikleri olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır. Farklı dokuların değişimi ile ölçüm sonuçları karşılaştırıldığında, kentsel dokudaki planlı ve kendiliğinden gelişim şeklindeki iki farklı değişim türünün, dokunun yapısını farklı şekilde etkilediği belirlenmiştir. Büyük ölçekli mekansal değişimler daha kısa sürede değerlerin daha fazla değişmesine yol açmaktadır. Dokuda belirgin değişim olan
dönemlerde fraktal boyutun da önemli ölçüde farklılaşması, doku özellikleri ile fraktal boyut arasındaki ilişkiyi yansıtmaktadır. Diğer yandan, İstanbul’da seçilmiş olan üç örneklem alanının fraktal boyut değerlerinin dünyadaki diğer örneklerden daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu durum birçok farklı kültür ve zengin doğal çevrenin etkisi ile evrimleşen dokunun daha yüksek bir karmaşıklık düzeyine sahip olduğunu göstermektedir. Kentsel dokunun çoklu fraktal bir yapıya sahip olduğu ve fraktal boyutun kendiliğinden gelişim sürecinde artarak 1,7‐18 değerlerine yakınsadığı görülmektedir.
3 Haziran 2010 Ayşenur Albayrak
BÖLGESEL REKABET GÜCÜ VE YENİLİKÇİLİK: İSTANBUL VE DOĞU MARMARA BÖLGESİ / OTOMOTİV SEKTÖRÜ
REGIONAL COMPETITIVENESS AND INNOVATIVENESS: ISTANBUL AND EASTERN MARMARA REGION / AUTOMOTIV INDUSTRY
Ayşe Nur ALBAYRAK, Aralık 2009
Danışman: Prof. Dr. Gülden ERKUT
Özet: Bu çalışma iki ana amaca yönelik olarak kurgulanmıştır. Öncelikli amaç Türkiye’deki bölgelerin rekabet gücünün kaynağını açıklayan bir bölgesel rekabet gücü endeksinin geliştirilmesi ve mevcut Düzey 2 bölgelerinin bu endekse göre değerlendirilmesidir. Bu amaca yönelik olarak rekabet gücü faktörleri belirlenmiş ve rekabet gücü endeksini oluşturan beş alt‐endeks tanımlanmıştır. Bu alt‐endeksler yenilikçi ekonomik çevre, nitelikli işgücü, sanayi, ekonomik aktiflik ve turizm‐ticaret olarak sıralanmaktadır. Bu aşamada Temel Bileşen Analizi ve hiyerarşik kümeleme analizinden yararlanılmış ve sonuçlar Arc‐GIS programı ile mekânsal olarak ifade edilmiştir. Tez bir alan çalışmasıyla tamamlanmıştır. Alan çalışmasının amacı İstanbul ve Doğu Marmara Bölgesinde kümelenen otomotiv sektörünün rekabet gücü üzerinde etkili olan faktörlerin ve yenilikçilik‐rekabet gücü ilişkisinin açıklanmasıdır. Yenilikçilik ve rekabet gücü ilişkisini açıklamak için otomotiv firmalarında yapılan anketlerden yararlanılmıştır. Firma rekabet stratejileri ve yakınlık başlıkları adı altında belirlenen rekabet gücü faktörleri temel bileşen analizi ile belirlenmiş, yenilikçilik ve rekabet gücü arasındaki ilişki regresyon analizi ile tanımlanmıştır. Analiz sonuçları yenilikçiliğin rekabet gücünü pozitif etkilediğini göstermektedir. Araştırma sonuçları daha etkili kentsel ve bölgesel stratejilerin geliştirilebilmesi için rekabet gücünün kaynaklarının tanımlanmasına ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Çünkü her kent ve bölge rekabet gücü performansını etkileyen özgün unsurlara sahiptir.
7 Haziran 2010 Pazartesi
Taşkışla'da seminer dizisi 8-10 Haziran 2010
Davide Deriu
Lectures and Seminar Series
8 - 10 June 2010
ITU Faculty of Architecture International Lecture Series
The city in the field of aerial vision
Tuesday, 8 June 2010, 12:30pm, Taşkışla room 134
The lecture will explore the impact of aerial visuality on the image of the modern city. A broad historical sweep, ranging from the imaginary bird’s-eye views of the Renaissance down to the age of the camera, will show a variety of ways in which cities have been historically seen and comprehended from the air. The lecture will focus in particular on the advent of photography and will discuss the aesthetics and politics of representation that emerged in the early twentieth century, when architecture became closely intertwined with mass media.
Picturing Modern Ankara: ‘New Turkey’ in Western Imagination
Wednesday, 9 June 2010, 12:30pm, Taşkışla room 134
Much has been written about the involvement of European artists, architects and planners in the making of modern Ankara. But how was this extraordinary event viewed from the West? At a critical historical juncture, in which the geopolitical space of the Orient was being radically reconfigured, Ankara provided an unexpected terrain of cross-cultural encounters between East and West. The lecture discusses a range of impressions of Ankara that were registered by travel writers and other authors in the early Republican period, so as to question how literature shaped the western perception of ‘New Turkey’.
Reading Pamuk’s Istanbul
Thursday, 10 June 2010, 12:30pm, Taşkışla room 134
Subject of an extensive discussion in Turkey as well as abroad, the work of Orhan Pamuk raises a number of critical issues to those concerned with architecture and the city. This seminar proposes some possible interpretative keys that will serve to open up a debate about Pamuk’s literary depictions of Istanbul, with particular reference to issues of memory, identity, and urban experience.
Davide Deriu is a Post-doctoral Research Fellow in the Department of Architecture at the University of Westminster, London. He graduated in architecture from Politecnico di Torino, Italy, and specialised in history and theory at the Bartlett, University College London. He has been a research fellow at the Canadian Center for Architecture and the Paul Mellon Centre for Studies in British Art, and taught at METU Ankara as well as UCL and various other universities in Britain. His main research interests lie at the intersection between architectural history and visual culture, with a focus on urban representations in photography, film, and literature. Ongoing projects include a book on urbanism and the aerial imaginary and an edited issue of the London Journal entitled ‘Eyes over London’. He is also co-organising the forthcoming international conference ‘Emerging Landscapes: Between Production and Representation’ at the University of Westminster (25-27 June 2010).
all welcome, no need for reservation, for information: Aslıhan Şenel, senelas@itu.edu.tr
2 Haziran 2010 Çarşamba
Dr. Tomasz Kossowski Semineri, "Mekansal Ekonometrik Araştırmalar ve Polonya’da Ekonomik Coğrafya"
Poznan Adam Mickiewicz University, Institute of Socio-Economic Geography and Spatial Management öğretim üyelerinden Dr.
Tomasz Kossowski, 25.05.2010 – 02.06.2010 tarihleri arasında, Bölge Planlama Programı
Yüksek Lisans öğrencilerine ve Şehir ve Bölge Planlaması Doktora öğrencilerine
"Mekansal Ekonometrik Araştırmalar ve Polonya’da Ekonomik Coğrafya" konulu seminer vermiştir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)